Etkili bir girişimci olmanın en zor yanlarından biri, sadece çalışanlarınızı organize edip verdiğiniz göreve bağlı kalmalarını sağlamak değil aynı zamanda onları gerçekten nasıl motive edebileceğini öğrenmektir.
Ne yazık ki her çalışan, gündelik çalışma rutinlerinden çıkıp kendilerinden bir şeyler katmaya pek de meyilli değil. Bunun nedeni de çoğunlukla, yaptıkları işi sahiplenici bir tavırdan yoksun olmalarından kaynaklanıyor.
Buna rağmen, yaptıkları işi sahiplenen ve işlerinin gerçekten de değerli olduğunu hisseden çalışanların motive olmaları ve işlerine kendilerini daha çok vermeleri çok daha olası.
İşyerinizde çalışanlarınızın, gündelik görevlerine kendilerini verme seviyelerini artırabilirseniz, girişiminizin genel üretkenliğinde ani bir artış görmeye başlayabilirsiniz. Çoğu yönetici için çalışanları motive etmenin nedenleri belli iken, takım elemanlarını işe gerçekten dahil edebilmenin yollarını bulmak çoğunlukla çok daha zordur.
Takımınız ne kadar yetenek ve eğitim sahibi olursa olsun, işinizin ya da takım elemanlarının sahip olabileceği en güçlü araçlardan biri işe olan bağlılıktır. Aşağıda değişik alanlarda çalışan yöneticilerin, çalışanlarını motive etmek için kullandıkları en etkili üç yöntemi bulabilirsiniz.
Şirkete katacakları değere odaklanın
Takım elemanlarınızı motive etmek için kullanabileceğiniz en elle tutulur yöntemlerden birisi, şirketiniz hakkında konuşma şeklinizi değiştirmektir.
Konunun aslı şuna dayanıyor; hissedarlar şirketin finansal performansıyla daha fazla alakadar olurlarken, çoğu çalışanın şirketin finansal başarılarına dair derin bir ilgileri olmuyor. Çalışanlar, şirketin finansal başarısı ile maaşları arasında bir bağlantı göremedikleri için bu daha fazla anlam kazanıyor.
Çalışanların şirkete kendilerini gerçekten adamaları için çoğu başarılı yönetici, şirketin dış dünyada yarattığı etkiyi anlatarak motive etmenin, finansal başarıya göre daha etkili olduğunu bulmuş. Gerçekten de, yapılan çoğu araştırma genç çalışanların bu zihniyeti benimsediğini gösteriyor. Takımını motive etmenin yollarını arayan yöneticilerin şirketin finansal değerlerinden çok, topluma kattığı değere yoğunlaşmaları gerektiğini akıllarında bulundurmaları gerekiyor.
“Biz” zihniyeti ile hareket edin.
Çoğu zaman yöneticiler, motivasyonunu kaybetmiş bir çalışan gördüklerinde, sorunu hemen o tek çalışanda aramaya çalışırlar. Oysa ki suçu bir çalışana attıklarında veya “Neden böyle yapıyorsun?” gibi bir soru sorduklarında, onların sadece cesaretlerini kırıyorlar, motive etmiş olmuyorlar.
Bu kendini uzaklaştıran bir çalışanın daha da uzaklaşmasına neden olabilir. Eğer bir çalışan normal performansını sergilemiyorsa, bunun için bir nedeni olduğunu ve genelde bunun nedenin yeterince değer verilmediğini hissetmesi olduğunu unutmamanız oldukça önemlidir.
Çalışanlarınızı, yaptıkları işe veya şirketinize kendilerini daha iyi vermelerini sağlamak ve motivasyonlarını yüksek tutmak için, takım elemanları ile çalışırken “biz” zihniyeti ile hareket etmeye başlayın. Sorunlara “Yapabileceğimiz bir şey var mı?” ve “Bu problemi çözmek için ne yapabiliriz?” şeklinde yaklaşılmalı. Bu şekilde, hem bir çalışanınıza suç atmamış olursunuz, hem de takım elemanlarının şirketinize daha yakın davranabilmeleri için bir fırsat yaratmış olursunuz.
Sorun yaşayan takım elemanları kendilerine “ben” yerine “biz” zihniyetiyle yaklaşıldığında, çoğunlukla ellerini taşın altına koyup performans sorunlarını halletmeye daha meyilli oluyorlar. Bu, hareketlerinin kendilerinin şirket içindeki durumlarına etkilerinden çok, takımın performansını etkilediklerini fark etmelerinden kaynaklanıyor.
Zamanınızın çoğunu mikro-yönetime değil, ilham vermeye adayın
Çoğu zaman zamanı kısıtlı yöneticiler, mikro-yönetimle uğraşırken ve çalışanlarının çabalarını kontrol etmeye çalışırken o kadar fazla zaman harcıyorlar ki, onlara ilham vermeyi tamamen unutuyorlar.
Yapılan araştırmalara gösteriyor ki, liderlerini ilham verici olarak bulunan çalışanlar işlerine çok daha bağlı, üretken ve memnun oluyorlar. Aynı zamanda çalıştıkları işyerinde daha uzun süre çalışıyorlar.
Yöneticilerin çalışanların yapacakları işleri yönetmekten, ilham vermeleri için yeterince zaman kalmıyor olabilir. Ancak, ilham yöntemini seçen yöneticiler çoğunlukla çalışanlarıyla daha yakın ilişkiler kuruyor ve motivasyonu daha yüksek, kendilerini işlerine daha fazla veren takım elemanlarına kavuşuyorlar. Onlara ilham verin ve karşıya ilettiğiniz mesaja dikkat edin. Sonuçlar sizi şaşırtabilir.
0 yorum:
Yorum Gönder