Hayatınız, kısır döngüye girdiyse ya da bir çıkmazın içindeymiş gibi hissediyorsanız; belki de, zayıf yönlerinizi görmekten kaçınıyor olabilirsiniz. Hep “şimdi zamanı değildir”, hep “belki daha sonradır,” hep “zamanı gelince olurdur”. Belki de hiç böyle olmamalıdır.
Neden sürekli bekler haldeyiz? Niye bir şeyler değişmiyor? Belki de değişebilir. Belki de tek yol, bu 7 acı gerçekle yüzleşmekten geçiyordur; olamaz mı?
Size dönüş yapmayan ya da size cevap vermeyen kişiler, aslında meşgul falan değil
Hani o size mesaj yazmasını dört gözle beklediğiniz o güzel kız ya da o yakışıklı erkek, o çok istediğiniz pozisyonun olduğu şirketin sahibi… İşte onlar size hala dönüş yapmadılar ya, hani üzerinden olması gerektiğinden çok daha fazla zaman geçti! Meşgul falan değil. Ya aklına hiç gelmiyorsunuz ya da özellikle size dönüş yapmıyor.
İşin aslı, bir insan bir şeyi istiyorsa, o şeyi yapar. Sizi arayacak insan, arar. Bu noktada zaman kaybediyor olabilirsiniz. Kaybedecek zamanınız da yok. Bu sizin hayatınız.
Herkes kendi önceliğini önemser
Karşınızdaki insan ne kadar iyi kalpli olursa olsun, kendi isteklerini ön plana koyacaktır. Sevgiliniz olsun, eşiniz olsun, çalışanınız olsun, bu hep böyledir. Bu sebeple, siz de kendi sınırlarınızı belirlemeyi bilin. Güçlü insanlar gerektiğinde hayır demekten çekinmezler.
Herkesi mutlu edemezsiniz
Herkesi aynı anda mutlu etmeye çalışırsanız, akıl sağlığınızı yitirirsiniz. İnsanlar aynı anda mutlu olamayan varlıklardır, kendinizi bunun için zorlamayın. Biri ille de gelip sizi eleştirecektir. Bu sebeple, neyin doğru olduğunu düşünüyorsanız onu yapın. Kimse mutlu olmazsa, en azından siz mutlu olmuş olursunuz.
Yaptığınız tüm iyilikler denize atıldı
Dünyanın en iyi, en akıllı, en yardımsever insanı olabilirsiniz; ancak bu insanların da size öyle davranacağı anlamına gelmez. Harika da olsanız, karşılığını alamayabilirsiniz. Bunun için oturup üzülmek isterseniz, bir şey diyemeyiz. Yine de hatırlatalım: Hayat kısa!
Sürekli bahane uyduruyorsunuz
Hep sırası gelmemişti, hep zamanınız yoktu, hep başkalarının suçuydu, öyle değil mi? O zaman üzücü haberi veriyoruz: Değil!
Başlamak bitirmenin yarısıdır demiş atalarımız. Çok da haklılarmış. Eğer bir şeylere başlamak için sürekli olarak bir bahane uyduruyorsanız, bu durumdan zararlı çıkacak ilk kişi, yine siz olacaksınız. Bahaneleri bırakın, ertelemeyin. Hemen şimdi başlayın.
Düşünceleriniz değil, yaptıklarınız sizi siz yapar
Nasıl ki, Facebook’taki beğeniler Afrika’daki çocukların karnını doyurmuyor; oturup tüm gün boyunca daha iyi bir yaşam için düşüncelere dalmak da sizi kurtarmıyor. Şimdi o odadan çıkın ve kurduğunuz büyük planları gerçekleştirmeye bakın.
Sizi bu hayattan çekip kurtaracak bir kahraman yok
Mucizevi bir şekilde hayatı değişen karakterlerin olduğu filmler yürek ısıtıyor olabilir; ancak inşaatta şarkı söylerken keşfedilme ihtimali maalesef milyarda bir ve o ihtimal de harcandı.
Keşke sihirli bir değnek olsa da her şey harika olsa ama öyle değil. Sizi sizden başka kimse kurtarmayacak. Ne yaparsanız, o olacaksınız. Bakın saate! O sizi beklemiyor.
Sakın bu noktada kendinizi yalnız hissetmeyin. Siz dünyadaki en iyi dosta sahipsiniz: Kendinize sahipsiniz. Kendinizin en büyük ve en dürüst dostu olduktan sonra, karşınıza hiçbir güçlük duramaz.
0 yorum:
Yorum Gönder