Sosyal Medya

30’undan sonra meslek değiştiren kadınların hikayesi: ProjectPost30

Belli bir yaştan sonra meslek değiştirmek isteyen kadınlar için bir cesaret kaynağı olan ProjectPost30’un kurucusu Gökşen Çalışkan projeyi  “sosyal bir medya projesi” olarak tanımlıyor. 

30’undan sonra meslek değiştiren kadınların hikayesini dinleyebildiğiniz ve Gökşen Çalışkan’ın proje çerçevesinde hazırladığı blog yazılarına ulaşabildiğiniz ProjectPost30, ziyaretçilerinin hayatlarına dokunmayı amaçlıyor.

 

 

Tİ: ProjectPost30’u bize biraz anlatır mısınız? 

GÇ: ProjectPost30, 30lu yaşlarından sonra kariyerlerine farklı kulvarlarda devam etme kararı alan ya da aynı anda birden fazla mesleği icra eden kadınların hikayelerinin paylaşıldığı bir medya projesi. Bu haliyle hem kişisel hem de profesyonel ilgi alanlarım olan iki konunun kesiştiğini söyleyebilirim. Bu ilgi alanlarından biri, iş yaşamında kadının güçlenmesi, diğeri ise medya.

30’dan sonrasına odaklanmamın nedeni, 20li yaşların iş yaşamında deneme yanılma süreci için daha kabul edilebilir görülmesi. 30lar ve sonrası, 20’lerde verdiğimiz kararların meyvelerini toplamaya başladığımız ve sıfırdan bir kariyere geçiş yapmanın nispeten daha zor olduğu, başka bir ifadeyle daha çok cesaret gerektirdiği yaşlar.

Bugün bir çoğumuz 20’li yaşlarımızda eğitim ve kariyerimize yaptığımız yatırımın geri dönüşünü alabilmek adına, mutlu olmasak da varolan işlerimizde hayatımızın büyük bölümünü geçirmek zorunda kalabiliyoruz. Okul, iş ve aile kurmak derken;  hayattan ne istediğimizi ya da istemediğimizi farketmek çoğu zaman 30’larımızdan önce olmuyor. Görünürde tam “herşeyi yoluna koyduk” derken, hiç beklenmedik anlarda içimize bir kurt düşüyor ve hayatlarımızın anlamını sorgulamaya başlıyoruz.

Bu sorgulamalardan hareketle ProjectPost30 tek bedene çok kariyer sığdıran kadınların hikayelerinin podcast formatında paylaşıldığı bir proje olarak hayata geçti. Değişim için başlangıcı 30lar olarak belirlesem de, ucu elbette açık.

ProjectPost30 aracılığıyla dinleyeciler hem farklı meslek grupları ve o mesleklere geçiş için gerekli altyapı hakkında bilgi alabiliyor, hem de artıları ve eksileriyle değişim sürecinin hangi etmenlerden oluştuğunu daha net görebiliyorlar. ProjectPost30’la değişim için hayatında bir tutam ilhama ihtiyaç olan veya önünde bir örnek olsa belki biraz daha cesaret gösterebilecek kişilere erişmeye çalışıyorum.

Proje fikri nasıl aklınıza geldi?  

ProjectPost30 dünyanın iki farklı ucunda yaşayan, 30lu yaşlarının başında benzer varoluşsal sıkıntılar yaşamaları ve bulundukları ülkelerde benzer toplumsal sorunları gözlemlemeleri dışında pek ortak noktaları olmayan iki arkadaşın email formundaki mektuplaşmalarının ilham verdiği bir proje aslında. Çok farklı meslek alanlarına sahip olmamıza rağmen birbirimizi anlamayı, şu an yaptıklarımızın üstüne neler katabileceğimizi tartıştığımız yazışmaların bir çıktısı diyebilirim.

Bu iletişime paralel olarak  en eski ve yakın dostlarımdan birinin de aynı dönemde çok başarılı olduğu işinde bazı sorunlar yaşaması ve hayatı boyunca aynı işi yapmak zorunda mı kalacağı konusundaki endişeleri, yakın çevreme biraz daha dikkatli bakmamı sağladı.

Şubat ayının sonunda bir pazar gecesi önce Facebook, ardından LinkedIn ve Twitter profillerime bir not düştüm. Böylece kariyerlerinde köklü değişime giden kadınları araştırmaya koyuldum. Başlangıçta yalnızca kişisel websitem için bir yazı yazma ya da uzun vadeli olarak bu görüşmeleri bir kitaba dönüştürme hedefiyle yola çıkmıştım.

Sosyal medyadaki paylaşımların çarpan etkisiyle, düşündüğümden çok kısa sürede çok fazla sayıda insana ulaşma imkanı buldum.

Mesaj atan kişiler yalnızca hikayesi olan ve paylaşmak isteyen kadınlar değildi bu arada. Bu hikayeleri nerede, nasıl dinleyeceğini ya da okuyacağını bilmek isteyenlerden de çok geri dönüş geldi. Hal böyle olunca, tek bir blog yazısının bu ihtiyaca cevap veremeyeceğini, kitap yazmanın ise ancak uzun vadede insanlara fayda sağlayacak bir ürüne dönüşeceğini hissettim. Aldığım geri dönüşlerin yarattığı bu heyecanla bir an önce birşeyler orta çıkarmak istedim.

Amatör bir ruhla hızla görüşmelere başladım, eş zamanlı olarak proje için bir websitesi hazırladım. Hazırlıklar sürerken, profesyonel hayatım da yoğun şekilde devam ettiği için yaptığım görüşmeleri deşifre etmek çok vakit alacaktı. O yüzden hem zamandan tasarruf, hem de çok sık gördüğümüz bir format olmadığı için denemek adına, hikayeleri podcast şeklinde paylaşmaya ve her hikayeyi de kısa bir metinle özetlemeye karar verdim. Bununla birlikte haftada bir gün, proje için blog yazısı da yazmaya çalışıyorum. Bu yazılar çoğunlukla ProjectPost30’a dokunacak şekilde, izlediklerimden, okuduklarımdan veya gittiğim etkinliklerden esinlenerek ortaya çıkıyor.

Sembolik de olsa kadınların güçlenmesine bireysel çapta bir katkı olması adına birkaç haftalık yoğun çalışmanın ardından ProjectPost30’u 8 Mart’ta yayına almayı başardım. Bu yıl 8 Mart Çarşamba gününe denk geliyordu, o tarihten bu yana da hikayeleri her hafta Çarşamba günü paylaşmaya devam ediyorum.

Projenin başarmak istediği şey nedir?

ProjectPost30’u bir “sosyal medya projesi” değil ama  “sosyal bir medya projesi” olarak tanımlamak hoşuma gidiyor. Sosyal girişimcilik boyutunda düşünmek için çok erken fakat bu proje, bir çok insanın hayatına dokunan sosyal bir konuya hikaye anlatımı ve tecrübe paylaşımı yoluyla değinerek, çözüm önerileri sunmayı ve ilham vermeyi amaçlıyor.

Farklılıkların derinleştirilmeye çalışıldığı, ülkelerin ve kişilerin birbirlerini ötekileştirdiği günümüz dünyasında, eğer bir değişim ve dönüşüm istiyorsak, tüm farklılıklarına rağmen bizi buluşturan ortak noktalara odaklanmamız gerektiğini düşünüyorum. Dönüşüm için de hikayelere ve ortak hedeflere ihtiyacımız var.

Eğitim ve iş yaşamı geçmişi, sosyo-ekonomik koşulları, inancı ya da ideolojisi ne olursa olsun, gerek kariyerinde değişime giden, gerek farklı meslek dallarını aynı anda icra eden ve onları dinleyen, hayatlarında değişim arayan insanlar ProjectPost30 sayesinde ortak bir zeminde buluşabiliyorlar.

Sanırım ProjectPost30’un başarmasını istediğim de bu ortak noktalardan hareketle oluşan bağlantıları kuvvetlendirmek ve derinleştirmek. Bu nedenle daha çok kişiye, daha somut çıktılarla dokunabileceği şekilde gelişmesini hayal ediyorum.

Özellikle kadınları hedeflemenizin nedeni nedir? 

30larla birlikte o zamana kadar yaptıklarımızı sorgulamak ve geleceğimize ilişkin endişe duymak yalnızca kadınlara özgü değil elbette.Hatta projeye ilham veren az önce bahsettiğim yazışmalar da benimle bir erkek arkadaşım arasında geçiyor.

Ancak ProjectPost30’un başlangıçta kadınları hedef almasının temel nedeni, bizlerin köklü değişiklikler için erkeklere kıyasla biraz daha cesarete ve teşviğe ihtiyaç duymamız. Hikayeleri dinlediğiniz zaman farkedeceksiniz; kariyerinde değişime gitmek isteyen bir çok kadın, serüvenlerinde hayallerinin önüne taş koymak isteyen bir çok insanla karşılaşıyor.

Benzer durumlardaki erkeklere toplumun verdiği tepkinin aynı olduğunu düşünmüyorum.

Eşitsizliğin hem kadın hem de erkeklerdeki zihniyet ve davranış değişimi olmadan ortadan kalkması pek mümkün değil ne yazık ki. Değişim ise ancak daha çok örnek görerek, bu örnekleri paylaşarak ve çoğaltarak mümkün.

Bu sebeple ProjectPost30 öncelikle kadınları hedef alıyor.

Kadınlara odaklanmamın bir diğer nedeni, profesyonel hayatımda da kadınların güçlenmesi alanındaki projelere dahil olmam. Şu zamana kadar daha kurumsal çatılar altında sürdürdüğüm çalışmaları bireysel bir katkıyla da desteklemek istedim.

Ama ilerleyen dönemde bu platformun kadın-erkek herkesin deneyimine açık olmasını arzu ediyorum. Projeden haberdar olan tanıdığım ya da tanımadığım insanlardan aldığım tepkiler de biraz bu yönde. Eğer eşitlik istiyorsak dışlamaktan kaçınmak daha anlamlı.

Orta vadede hem değişim hikayesini paylaşmak isteyen erkeklerle; hem de eşi, sevgilisi ya da bir başka yakını değişim yaşayan ve onunla birlikte süreci birebir deneyimleyen erkeklerle görüşme planım var.

Proje dinleyiciler ve okuyucular üzerinde nasıl bir etki bırakıyor?

ProjectPost30’u hayata geçirirken ve her hafta birşeyler paylaşırken nasıl heyecan yaşıyorsam,  gerek projenin konuğu olanlardan gerek bir şekilde ulaşıp dinleyenlerden aldığım dönüşler, onların da  benzer heyecanlar yaşadıklarını gösteriyor. Sanırım bu işe devam etmenin en büyük motivasyonu bu olumlu geri bildirimler.

En başta “acaba tek yönlü bir iş mi yapıyorum” sorusunu sormuştum kendime. Dinleyenler konuklardan bilgi alıyor, kendi hayatlarında paralellikler görüp ilham alacakları noktalara odaklanıyorlar. Bununla birlikte hiç bilmedikleri bir alanı merak edip, araştırmaya başlıyorlar. Bu noktada konukların dinleyicileri harekete geçiren ya da en azından düşünmeye sevkeden bir misyonu var.Bunu aldığım hemen her geri bildirimde hissediyorum.

Peki bu etkileşimin öte tarafında, hikaye anlatanlar açısından projenin etkisi ne oluyor, beni biraz da bu meraklandırıyordu.

Sonra bir gün, söyleşilerden birinin ardından bir konuğumdan şöyle bir mesaj aldım: “Gökşen, aslında doğası gereği her ne kadar konuk olarak tek taraflı bir katkı sağlıyormuşumuz gibi görünse de, bu söyleşi yaşadığım değişimin anlamıyla ve bana yansımasıyla ilgili tekrar bol bol düşünüp, süreçle ilgili sorular sormama vesile oldu.”

Sanırım duymak istediğim tam da böyle bir cevaptı. Gerçekten yalnızca dinleyiciler değil, serüvenini paylaşanlar açısından da öğretici bir süreç olduğunu görmek çok keyifli.

Bunun da ötesinde birbirinin hikayesini dinleyen konuklarımın ortak fikirler, ortak projeler etrafında tekrar buluştuklarını görüyorum, duyuyorum. ProjectPost30’u aşan işbirliklerine ya da arkadaşlıklara bu kadar kısa sürece vesile olduğunu bilmek de ayrı bir sevinç kaynağı.

Project Post 30’un gelecekte başka bir platforma, ürüne dönüşmesini ön görüyor musunuz? Yoksa projeyi şimdidki haliyle mi muhafaza edeceksiniz? 

Şu anda hikayeler ProjectPost30 sitesi üzerinden yayınlanıyor ve sosyal medya hesapları aracılığıyla yaygınlaştırılıyor. Amacım hikaye anlatımlarını ne formatta olursa olsun sürdürülebilir kılmak ve bununla birlikte bir komünite yaratmak.

Bir işe başlamadan detayları tam olarak görmeniz çoğu zaman mümkün olmuyor. Üzerine çalıştıkça ve daha fazla düşündükçe bir çok noktayı, fırsatı ve tabii eksiklikleri de farkediyorsunuz. Yayına başlayalı çok kısa zaman oldu, ama farklı öneriler ve teklifler şimdiden gelmeye başladı.

Önemli olan çok tekrara düşmeden, projenin sürdürülebilir biçimde gelişmesini sağlamak.

Örneğin projenin Podcast olarak devam edip etmeyeceği sorusuyla karşı karşıya kalıyorum bu aralar. Eğer gerekli altyapıyı sağlayabilirsem podcastteki doğallığı kaybetmeden bir video projesi olarak devam ettirmeyi arzu ediyorum.

Ayrıca bunu bir komünite yaratma projesi olarak düşündüğüm için yalnızca online değil, offline platformlarda da bir araya gelmek konusunda bazı talepler almaya başladım. Bunun için de birkaç fikrim var. Umarım zamanla hayata geçirebileceğim.

Bir başka plan ise, sadece değişim yaşayanlarla değil, bu konuda farklı temalarda profesyonel destek veren uzmanlara da ulaşma ve onlarla söyleşi gerçekleştirmek. Kariyer değişiminin ya da birden fazla işle meşgul olmanın insan hayatındaki ve psikolojisindeki etkilerini daha derin ele almak istiyorum.

Son olarak benzer hikayeleri olan yabancılarla da iletişimdeyim. Şu an tamamı Türkçe olan projeye onları en uygun ne şekilde dahil edebilirim, onu araştırıyorum.

Öne çıkan hikayelerden kısa örnekler verebilir misiniz?

Açıkçası hiç bir hikayeyi diğerinin önüne koyamıyorum, çünkü her birinde onları özgün kılan noktalar var. Ama şunu söyleyebilirim ki sosyal bilimler eğitimi alıp, bu alanda kariyerlerine başlamış kadınların daha teknik nitelikler gerektiren mesleklere yönelmesi dikkat çekiyor. Bununla birlikte alışılmadık, daha az bilinen alanlarda kariyer sahibi olmak da merak uyandırıyor. Hikayelerin öne çıkmasında ve daha çok kişiye ulaşmasında konukların sosyal medya kullanım alışkanlıklarının da etkisi oluyor elbette.

The post 30’undan sonra meslek değiştiren kadınların hikayesi: ProjectPost30 appeared first on Sosyal Medya.

About Unknown

0 yorum:

Yorum Gönder

Blogger tarafından desteklenmektedir.