Sosyal Medya

Verdiğiniz bahşişin karakterinizi tanımladığını biliyor muydunuz?

Geçenlerde bir video izledim. Pizza siparişi veren 2. El araba satan bir dükkan işletmecisi ile pizzayı getiren çalışan arasında yaşananları özetliyor. Normalde 42 dolar tutan pizza ücretini iki 20’lik ve iki 5’lik ile ödeyen müşteri ile karşılaşınca çalışan,  gerisini bahşiş olarak kabul ediyor doğal olarak. Sonrasında dükkandan pizzacıyı arayıp paranın üstünü istemeleri ise bahşiş kültürünü ve insan karekterini özetler nitelikte.

2. el araba satan firma çalışanlarının pizzayı getiren garsona davranış şekli sanki banka hesaplarını boşaltan bir hırsıza karşı yapılmış hissi veriyor. Buradan çıkaracağımız şey aslında insanların bahşiş verme durumu ile karakterlerini açıklama arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarıyor. Yani açık söylemek gerekirse; bahşiş, karakter için bir barometredir. (ABD özelinde diyebiliriz.)

Her ne kadar bizde çok gelişmemiş olsa bile bildiğim kadarıyla Amerika’da bahşişin en az %15 olması gerekir. Sunumu beğenirseniz daha fazla da verebilirsiniz. Bazı insanlar düşük bahşiş verilmesinin kötü olduğu fikrine karşıdırlar, hatta bahşiş verilmemesi gerektiğini düşünürler. Bu negatif fikirler ikiye ayrılır:  Bahşiş gerekli bir şey değildir ve iyi servis yapmayan garsonu cezalandırmalıyım.

Hep birlikte bu iki savunmaya bakalım.

Bahşiş gerekli bir şey değildir, bahanesi cimrilikten başka bir şey ile açıklanamaz. Buna bahane bulmak kurnazlık veya ucuzluk gibi de algılanabilir. Bunu tabi bahşiş sisteminin olduğu ve garsonların çalıştıkları yerden kayda değer bir ücret alamadığı yerler için söylüyorum. Siz yine de bahşiş vermek isterseniz güzel bir hareket yapmış olursunuz.

Ayrıca garsonu kötü servisinden ötürü cezalandırıyorum bahanesi ise kendinizi sahte bir şekilde kandırıp, feragat ettiğiniz hissiyatına kapılmak içindir. Bu bahaneyi destekleyenler genelde servisi yapanların iyiliği içindir tezini savunurlar ve garsonu kendisini geliştirmesi için yaptıklarını söylerler.

Kötü servis daima ağır bir servis olmasa bile bir garsonun suyu doldurmakta gecikmesi veya yemeği geç getirmesi onun suçu değildir. Yeteri kadar çalışan olmamasından kaynaklanmaktadır. Ortada bir yönetim sorunu vardır garson sorunundan çok.

Bir garsonu ağır servisten dolayı cezalandırmak sahibine kızıldığı için bir köpeğe tekme atmak gibidir. Bunlara rağmen garsona hakettiğinin altında bahşiş vermek açık bir cimrilik olur.

Bazen çok somurtkan olan garsonlar olduğunu kabul etmiyor değilim ama buna rağmen yapacağınız şey gülümsemek ve gereken bahşişi vermektir. O kişinin hayatında neler yaşandığını bilemeyiz ve insanlardan hayatlarının her noktasında daima profesyonel olmalarını beklemek de vicdansızlık olur.

Karakteriniz insanlara karşı olan davranışlarınızda belli olur. İnsanlara kötü davranmak kötü sonuçlar doğurur. Adil veya iyi davranmak ise zahmetli bi iştir.

Cebinizde birkaç kuruş daha fazla kaldığında o parayla zengin olmazsınız ama insanlara o parayı vererek işlerini görebilir, kendilerini iyi hissetmelerini sağlayabilirsiniz.

En azından bunları yaparak bir farkındalık yaratabilir ve adaletli davrandığınıza dair inancınızı artırabilirsiniz.

Türkiye’de zorunlu olmasa bile son yıllarda bahşiş kültürünün geliştiği inancındayım. Sizlerin de bu konudaki fikrini merak etmiyor değilim. Yorumlarınızı bekliyorum.

Son bir not, Amerika’da bulunan Türk restaurantlarının büyük çoğunluğunda çalışan garsonlar sadece bahşişleri kazanıyorlar, işletme ek bir saat ödemesi yapmıyor. O çalışanların çoğu yasal olmadıkları ve çalışmak istedikleri için bu kişilere muhtaç olduğu için bunu kabul etmek zorunda kalıyor, aklınızda bulunsun.

About Unknown

0 yorum:

Yorum Gönder

Blogger tarafından desteklenmektedir.